Çirişhane Spor Kulübü Lokali’nin temeli atıldı
İnfluenza vakaları arttı, uzmanlar salgın uyarısı yaptı
Kestel Soğuksu Mahallesi’nde Planlanan Sanayi Bölgesine İtirazlar sürüyor
Proje alanının koruma altındaki tarım alanlarında bulunması, çevresel faktörler ve kentin bir sanayi bölgesine daha ihtiyacı olmadığını düşünen çevre örgütleri, mühendis ve mimar odaları Kestel ilçesi kırsal Soğuksu Mahallesi’nde yapılması planlanan sanayi bölgesine karşı çıkmaktadır. Sanayi bölgeleri, genellikle büyük miktarda su tüketimi ve atık üretimi ile ilişkilidir. Bu durum, yeraltı su kaynaklarının tükenmesine ve kirlenmesine yol açabilir. Ayrıca, sanayi faaliyetlerinden kaynaklanan hava ve toprak kirliliği, bölgenin ekosistemini olumsuz etkileyebilir.
Arazi ve Su Kaynakları Grubu bölgeyi 16 Mayıs tarihinde yerinde inceledi ve şu açıklamayı yaptı.
Şehrimizin doğusunda bulunan Kestel ve Seymen Mahallelerinde kurulması planlanan ileri teknoloji ve toplu yapı kooperatifi için 1/100000, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanarak şehircilik il müdürlüğüne askıya çıkarma yetkisi verilmiştir. Ancak bu süreçte, şehrin ilçelerinin meclislerinin ve Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin onayı alınmamıştır.
Bu durum, doğasını, topraklarını, su havzalarını ve arazilerini en iyi bilen yerel yöneticilerin bypass edildiğini göstermektedir. Ankara'dan gelen bir yazıyla bu kararın dayatılması, şehrimizin çevresini telafisi mümkün olmayan zararlarla karşı karşıya bırakacaktır. Bu proje, su havzalarımızı, havamızı ve yeraltı sularımızı bitirecek ve arıtılması mümkün olmayan zehirli sulara neden olacaktır.
Almanya, 1972 yılında yeraltı su kaynaklarını ve yüzeysel su havzalarını kirleten sanayileri kaldırmış ve bu tür kirletici faaliyetleri başka ülkelere taşımıştır. Örneğin, Türkiye, Cezayir ve Tunus gibi ülkelere. Almanya'daki fabrikalarından boya ve kimyasal sertleştiricileri kaldırmışlardı. Ancak, ülkemizde hala su havzalarımızı tüketecek tesisler, yeterli araştırma yapılmadan ve yerel halkın görüşleri alınmadan ruhsatlandırılmak istenmektedir. Bu kabul edilemez bir durumdur ve şu anda bile şehrimizde büyük çevre tahribatları yaşanmaktadır.
Bu proje, şehrimizde susuzluk, havasızlık ve zehirli sularla sonuçlanacak, bunlarla sulanan sebze ve meyve bahçeleri de zehirlenecektir. Aşırı su çekimi nedeniyle yeraltı sularımız tükenecek ve Uludağ yamaçlarındaki su havzalarından alınan su kaynakları tehdit altına girecektir. Termal suyumuzun ana kaynağı olan soğuk su kaynaklarımız da zarar görecektir.
16 Mayıs 2024 tarihinde, Kent Konseyi Arazi ve Su Kaynakları Grubu olarak yaptığımız çevre çalışmalarında, bu planlanan alanların şehrin son kalan sebze ve meyve bahçeleri ve su toplama havzaları olduğu belirlenmiştir. Eğer bu ruhsatlar gerçekleşirse, Bursa’mızın tarım alanları, ağaçları ve su kaynakları yok olacaktır.
Şehrimizin bu kadar tahribatı kaldıracak gücü yoktur. Şehrimize yeni göç istemiyoruz ve mevcut ana arterlerimizin bu trafiği taşıyacak kapasitesi yoktur. Bu nedenle, alınan kararların yeniden gözden geçirilmesi ve yerel halkın, çevre örgütlerinin ve uzmanların görüşlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Şehrimizin geleceği ve sürdürülebilirliği için bu projenin Bursa'nın doğasına etkileri tekrar araştırmalıdır.
Saygılarımızla,
Şehirimizin sanayi ye ihtiyacı yoktur son kalan meyve ve sebze bahçeleri yok olmasın su havzaları korunsun sürdürülebilir yaşam kaynaklarımız sularımız, havamız , ormanlarımız yok olmasın .
Yerel halk istemiyor.